Yazılım Geliştirme Uzmanı & E-Ticaret Danışmanı
Asp , Excel , VBA , E-Ticaret , Mobil , Desktop, Web Uygulamaları
Tel : 0 534 797 31 21 , Mail : baranseren@gmail.com

Ankara E-Ticaret Uzmanı , Logo Tiger ve Logo Go için Çözüm Geliştirme Uzmanı

Excel Düşeyara Formülü ve nimetleri 22.03.2011

=DÜŞEYARA(J2;B:H;6;YANLIŞ) formülümüz bu şekilde J2 = aranacak olan şey B:H = aranacağı aralık 6 = Aranan aralıkta kaçıncı hücrenin değerini geri getireceği YANLIŞ = tam eşleşme aranan ile aynı olan


Tags : excel , düşey , ara , düşeyara , fonksiyonu , function , vlookup , vba , arama , yanyana , getirme


Şeyh Edebali`nin Nasihati 18.03.2011

Bak dostum! Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.... Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün. Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün, Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün. Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün. Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. Namertle dost olma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün. — İlim bil, irfan bil, söz bil. — İkram bil, kural bil, doyum bil. — Usul bil, adap bil, sınır bil. — Yol bil, yordam bil. — Hal bil, ahval bil, gönül bil. — Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. — Mert ol, yürekli ol. — Kimsenin umudunu kırma. Sen seni bil; ömrünce bu yeter sana. [ Şeyh Edebali ]


Tags :


İki Farklı Veritabanına Tek Sorguyla Erişmek 17.03.2011

Tiger dönemler arasında veri aktarımı için gerekli olan iki farklı SQL veritabanında bulunan tabloları sorgulama için gerekli işlemi çözdüm SQL Server gerçekten 800 değil 1800 sayfalık kitabı hakkeden inanılmaz bir veritabanı


Tags :


HER ANIN GÜZELLİĞİNİ YAŞAYANLAR İÇİN 05.03.2011

"Farz edin ki her sabah hesabiniza 86400 Amerikan Dolari kredi veren bir bankaniz var, ama bir günden digerine hiç bakiye devretmiyor.Tutari ne olursa olsun, kullanmadiginiz bakiye miktari her aksam iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardiniz? Tabii ki son kurusuna kadar çekerdiniz!!!! Aslinda, hepimizin böyle bir bankasi var. Adı ZAMAN... Her sabah ise, iyi seylere yatirim yapmadiginiz kismini silip, hesabiniza zarar kaydediyor. Hiç devretmiyor. Kredi miktarindan bir kurus fazla kullandirmiyor. Hergün size yeni bir hesap açiyor. Heraksam günün bakiyesini yakiyor. Eger günlük depozitolarinizi kullanmadiysaniz, bu zarar sizindir. Geriye dönüs yok. Yarindan avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzla yasamalisiniz. Ona yatirim yapin ki, size saglik, mutluluk ve basari olarak geri dönsün. Zaman akip gidiyor gününüzü gün etmeye bakin! BIR SENE` nin degerini anlayabilmek için sinifta kalan bir ögrenciye sorun. BIR AY` in degerini anlayabilmek için, premature bir bebegi dünyaya getiren anneye sorun. BIR HAFTA` nin degerini anlayabilmek için, haftalik derginin editörüne sorun. BIR DAKIKA` nin degerini anlayabilmek için, treni henüz kaçirmis bir kisiye sorun. BIR SANIYE` nin degerini anlayabilmek için, bir kazayi kil payi atlatmis bir kisiye sorun. BIR MILISANIYE` nin degerini anlayabilmek için, olimpiyatlarda gümüs madalya kazanan kisiye sorun. Sahip oldugunuz her ani degerlendirin. Daha fazla deger verin, çünkü onu çok özel biriyle, zamanini harcamaya degecek kadar özel biriyle paylastiniz. Sunu untumayin ki zaman hiç kiseyi beklemez. Dün artik mazi oldu. Yarin ise muamma. Bugün ise avuçlarimizin içinde bize sunulmus bir armagandır. Dostlar nadide mücevherlerdir, süphesiz. Sizi güldürür, basari için cesaretlendirirler. Size kulak verir, sizinle övgü sözlerini paylasir ve her zaman kalplerini size açmaya hazirdirlar. Dostlariniza ne kadar deger verdiginizi gösterin..."


Tags :


Üç Heykel Hediyesi 05.03.2011

Iki komsu ülkenin hükümdarlari birbirleriyle savasmazlar, ama her firsatta birbirlerini rahatsiz ederlerdi. Dogum günleri, bayramlar da ilginç armaganlar göndererek karsidakine zekâ gösterisi yapma firsatlariydi. Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltirasini huzuruna çagirdi. Istedigi, birer karis yüksekliginde, altindan, birbirinin tipatip aynisi üç insan heykeli yapmasiydi. Aralarinda bir fark olacak ama bu farki sadece ikisi bilecekti. Heykeller hazirlandi ve dogum gününde komsu ülke hükümdarina gönderildi. Heykellerin yanina bir de mektup konmustu. Söyle diyordu heykelleri yaptiran hükümdar: "Dogum gününü bu üç altin heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tipatip aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diger ikisinden çok daha degerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver." Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttirdi. Üç altin heykel gramina kadar esitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çagirtti. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarinda bir fark göremediler. Günler geçti. Bütün ülke hükümdarin sıkıntisini duymustu ve kimse çözüm bulamiyordu. Sonunda, hükümdarin fazla isyankâr oldugu için zindana attirdigi bir genç haber gönderdi. Iyi okumus, akilli ve zeki olan bu genç, hükümdarin bazi isteklerine karsi çiktigi için zindana atilmisti. Baska çaresi olmayan hükümdar bu genci çagirtti. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi. Teli birinci heykelcigin kulagindan soktu, tel heykelin agzindan çikti. Ikinci heykele de ayni islemi yapti. Tel bu kez diger kulaktan çikti. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden disari çikmadi. Ancak telin sigabilecegi bir kanal kalp hizasina kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu. Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabi yazdi: "Kulagindan gireni agzindan çikartan insan makbul degildir. Bir kulagindan giren diger kulagindan çikiyorsa, o insan da makbul degildir. En degerli insan, kulagindan gireni yüregine gömen insandir. Bu degerli hediyen için çok tesekkür ederim."


Tags :


Meksikalı Balıkçı 05.03.2011

Amerika’ lı zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir Meksika kıyı kasabasına uğrar. Limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balıkçı, dikkatini çeker. Merakla yanına yaklaşır ve sorar; Merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı? Balıkçı, tümünü bir-iki saate yakaladığını söyler. İşadamı bu kez, niçin daha uzun süre kalıp daha fazla balık yakalamadığını sorar. Balıkçı, ailesinin geçimi için bu kadarının yettiğini söyler. Amerikalı işadamı merakla balıkçıya kalan zamanını nasıl geçirdiğini sorar. Balıkçı anlatır; Geç vakit yatarım, sabah birazcık balık yakalarım. Sonra çocuklarımla oynarım, öğlende de karım Maria ile biraz siesta yaparım. Akşamları, amigolarla beraber gitar çalıp şarap içeriz, eğleniriz. Dolu ve meşgul bir yaşantım var senyör. Amerikalı gerinerek; “Sana yardım edebilirim. Balık tutmak için daha çok zaman ayırmalı ve daha büyük bir tekne ile çalışmalısın. Bu tekneden elde ettiğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa sürede bir balıkçı filosuna sahip olursun. Böylelikle, yakaladığın balığı aracılara değil doğrudan doğruya işleme tesislerine satarsın. Hatta kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Balıkçı sektöründe bir numara olursun.” Ve Amerikalı devam eder, Tabii, bunları yapman için öncelikle bu küçük balıkçı kasabasını terk edip Mexicocity’ye daha sonra Los Angeles’a ve en sonunda holdingini genişletebileceğin New York’a yerleşirsin. Balıkçı düşünceli vaziyetle sorar, Peki senyör, bu anlattıklarınız ne kadar zaman alır? Amerikalı yanıtlar, 15-20 yıl kadar. Peki, bundan sonra senyör? Diye sorar balıkçı. Amerikalı güler, şimdi anlatacağım en iyi tarafı! Zaman geldiğinde, şirketini halka açarsın ve şirketinin hisselerini iyi paraya satarsın! Kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın!” Milyonlar? Der Meksikalı, Eee.... sonra senyör? Amerikalı, “Ondan sonra emekli olursun. Geç vakitlerde yatabileceğin küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen zevk için biraz balık tutarsın, çocuklarınla oynayacak, karınla siesta yapacak zamanın olur, akşamları da arkadaşlarınla şarap içip, gitar çalarsın. Nasıl, mükemmel değil mi?”


Tags :


Kavak Ağacı ile Kabak 05.03.2011

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak ağacı boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: "Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?" "On yılda", demiş kavak. "On yılda mı? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. "Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!" "Doğru,"demiş ağaç."Doğru." Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak önce üşümeye, sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağı doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa: "Neler oluyor bana ağaç?" "Ölüyorsun,"demiş kavak. "Niçin?" "Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.”


Tags :


Logo Tiger için Müşteri Kargosu Tanımlayıcı 25.02.2011

Logo Tiger için hazırlamış olduğum müşteriye gönderim yapılacak kargo firması tanımlama programı hazır. Müşterilerimizin hangi kargo ile malzemelerini istedikleri konusunda yaşanan sıkıntılara istinaden sistem üzerine tanımlı kargo alanını cari hesap ile bağlayarak bu bağlantıyı da irsaliyenin içersinde cari hesap koduna bağlı olarak fiş çıktısına yazdırma için gerekli sistem tamam.


Tags :


Malzemelerin Alındığı Firmaların Macro ile alınması 24.02.2011

Logo veritabanında alış faturalarının malzeme , cari hesap , fiş satırlarını bağlayıp macro yardımı ile excel dosyasına ilgili bilgilerin çekilmesi ile tamamlanmıştır.


Tags :


Windows 7 karşıdan yüklenenler klasörü için desktop.ini dosyası 24.02.2011

[.ShellClassInfo] LocalizedResourceName=@%SystemRoot%\system32\shell32.dll,-21798 IconResource=%SystemRoot%\system32\imageres.dll,-184


Tags :